O, Sadece Bir Doktor Değildi! Aynı Zamanda, Özgür Bir Devrimci Komünistti… – Şiar Atakan

1489

Kısa bir süre önce, faşist Türk devleti ve onların beslemeli çetelerine karşı savaşan Ceren yoldaşın ölüm haberini aldım. Daha iki ay kadar önce, yoldaşın da yer aldığı siyasi ve askeri yaşam ve çalışmalarına da şahitlik etmiştim. Hep bir yanı gizemsel kalırken, diğer yoğunluklu yanı, işbölümü halindeki çalışmalarla haşır neşirdi. Her sabah erkenden kalkıp görevli yoldaşlar ile birlikte, günlük çalışmalar içerisindeydi. Doktorluğundan ziyade, bir devrimci komünar niteliğini rahatlıkla görebiliyordunuz. Yoldaşları ve dostlarına karşı mütevaziliğini elden bırakmazken, sürekli güler yüzlü iyimserliğiyle etrafa pozitif enerji saçıyordu.

İllegal ve örgütlü devrimci mücadeleye, bilinçli olarak katıldığı tartışmasızdı. Öylesine sıradan ve basit kaygılardan ötürü değil, aksine içerisinden geçilen sürecin, tutarlı ve samimi her devrimci insana duyulan ihtiyacın, yeterince farkındalığıyla kendisine böyle bir görevi telakki etmişti. Günbegün daha bir bilinç ve tecrübeyle, pratik süreçlerden geçerek ilerleyişini sürdürmüştü. Gerçeklerin uyanmış halleri hakikatlerle yüzleştikçe, bütünlüklü devrimci komünist olmak için nitel sıçramalara doğru araştırıyor ve çalışmalar yürütüyordu.    

Tarihsel kökleriyle bugünlere kadar gelen kadına yönelik ataerkil anlayış ve çizgi politikalarına karşı yılmamıştır. Özellikle kadın cinsine yönelik kırım, sömürü ve zulmün, çok yönlü ve bütünlüklü analizi ve değerlendirmesi için her geçen gün daha fazla yoğunlaşarak kafa yormuştur. Onun örgütlü yaşam ve devrimci savaş gerçekliği, tartışmasız olarak tutarsız ve lafta devrimciliğe neşter vuruşu olmuştur. Tıpkı Ulrike’nin Vardık, Varız, Var Olacağız şiarıyla, komünist öncü ve önderlik misyonunu yerine getirmek için can bedeli öne fırladığı gibi. O, günümüzün pratikten yoksun ve kendini kandırıp duran, düşük devrimciliğine karşı, inatçı ve iradeli bir kadın olarak sınıf mücadelesinin denizine atılmaktan geri durmadı. Her geçen gün daha bilinçli, daha cesur ve daha devrimci… İşte bu temelde Cerenleşmek, ben komünist kadınım diyebilmektir. Özgürlüğün ancak devrimci savaşla koparılarak alınabileceği ve devrimci savaş mevzilerinin öncüleşerek kazanılabileceği ve korunabileceğini pratikte gösterebilmektir. Devrimci komünizmde, Cerenleşerek nitel ilerlemeler gerçekleştirmeliyiz. Ceren yoldaş, devrim ve komünizm mücadelemizin doğrudan öncü, önder, komutan, militan ve savaşçı kadın yoldaşlar olma çağrısıdır. O, eylem ve yaşam pratiğiyle, başta kadınlar ve ötekileştirilmiş kimlikler olmak üzere, ezilen ve sömürülen tüm halklara, ezilen ulus ve inançlara, devrimci savaş çizgisinde ısrar etme çağrısıdır. Kadın özgürlük mücadelesinin komünist öncüsü olarak, bedenini toprağa, mücadelesini halkımıza armağan etmiştir.           

Her haliyle düşman cephesinden olduğu belli olan yalan yanlış demagojik havuz medya haberleriyle algı yönetimleri üzerinden manipülasyonlar yaratılmaktadır. Gerçek süreç ise dost ve devrimci hareket ve basın emekçilerinin haberlerine de eşlik ediyor. Gerilla TV başta olmak üzere düşmana vurulan darbeler ve askeri milis güçlerden yoldaşların intikam eylemleri de, önümüzdeki süreçte izlememiz gereken yola ilişkin bir politik pusula işareti oluyor. Devrimci Komünarlar Partisi/Birlik güçlerinden her bir yoldaş, düşmana karşı özgürlük ateşi kuşları misali, daha fazla kinlenir ve bilenirken, Birleşik Kadın Hareketimiz başta olmak üzere tüm devrimci yoldaşlara bırakılan birleşik devrim perspektifiyle, örgütlü devrimci mücadelede daha fazla derinleşme ve pratikleşmemizi gerekiyor.

Cerenleşmek, sürekli öğrenme prensibinden kopmamaktır. Araştırmak, incelemek, tartışmak, konuşmak, daha fazla tartışmalara hazırlanmak, sürekli sentezler çıkarmak, kolektif akıl yaratmada ısrar etmek, halkı- yoldaşları ve dostlarına değer vermek, tutarlı ve samimi devrimcilikten bir an olsun geri durmamak, görev-ler-i zamanında yerine getirmek, daha etkili pratikleşmek ve eylemsel hale gelebilmek, faşizmden hesap sormak ve düşmanın üzerine daha bilinçli ve kararlıca yürüyebilmek…

Cerenleşmek, kendiliğindenci ve keyfiyetçiliği bıçaklayarak, nesnel süreci bilinçli devrimci pratikle değiştirip dönüştürmede ısrar etmedir. Lafları bir o yana bir bu yana götürerek cambazlık yapmak, teorik gevezelikler ile zaman öldürmek, niteliksiz temsiliyetler ile kendini avutmak asla değildir. Sürekli objektif koşulları gerekçelendirerek, yerine getirilmeyen sübjektif özne ve önderlik görevlerini maskelemek ise, hiç değildir. Küçük burjuva bencillikler ile örülü özel mülkiyet dünyası ve sistemine teslim olmamak, devrimci hareketteki tasfiyeci rüzgara pratikte göğüs geriştir. Reformist ve sağ pasifist, ideolojik ve politik yozlaşmış anlayış ve çizgi pratiklerinden, militan devrimci kopuştur. Ceren yoldaş, şoven histeriler ile faşizmi maskeleyen hezeyanlara cüretle başkaldırıştır. Burjuva uzlaşmacı ve oportünist pragmatizme ve sekterizme karşı, sübjektif niyetlere göre değil, nesnel gerçeklikler üzerinden hareket ederek, bilinçli devrimci özne olarak doğru ve bilimsellikte ısrar çizgisidir. Devrimci ve komünist görevlere zamanında sahip çıkmayıp, bugün de hala zikzaklar çizerek genel hatlarıyla yozlaşmanın teorik gevezeliğinde ısrar edenler, bilmeliler ki emperyalizme ve faşizme karşı can bedeli direnenler, dövüşenler ve vuruşarak mücadelesini halklarımıza armağan edenler de var ve bu yoldaşlar baharın özgür çiçekleri olarak yolu açmaktadırlar. İçerisinden geçtiğimiz şimdiki süreçte dövüşerek düşmana korku salarken, halkımızın yüz akı olanlar da var. Yılgınlığın türlü cambazlıklar ile teorisini yapanlara inat, Ceren gibi yaşamı ölesiye sevip de, özgür yaşama ulaşmak için ölümün üzerine gülerek yürüyenler de var. Ölümü yenerek, biz ardıllarına onurlu güzel miras bırakanlar da…

Cerenleşmek, haddini bilmek iken, haddini bildirmektir. Küçük büyük, basit zor demeden, görevlere dört elle sarılmaktır. En önde yürürken, en arkadan yürümesini de bilmektir. İlerde öncü ve önder olarak dururken, en gerideki yoldaşlarını da önemsemek ve dikkate almaktır. Savaşçı ve sempatizan yoldaşlarına karşı güleç yüzünü eksik etmezken, halkımızdan ve tüm yoldaşlarından öğrenme prensibinden kopmamaktır. Uyumlu koordinasyon temelinde bütünlüklü ve kolektif örgütlü yaşamı örebilmektir.

Ceren yoldaş, özgür bir kadın Komünar olarak yaşadı. Devrimci komünizmin, sahici olarak yeniden doğru temeller üzerinden yükselmesi yolunda sağladığı nitel ilerlemeleri, biz yoldaşlarına bırakarak aramızdan ayrıldı. Paramaz (Madteos Sarkisyan) ve 19 yoldaşın 1915 Haziran’ında Beyazıt meydanında idam sehpasında, ‘’siz sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz fakat inandığımız fikirleri asla, yaşasın sosyalizm’’ haykırışıyla ve romantik-nostaljik devrimciliğe hayır diyerek ileri atılıp, 2015’de Rojava’da devrimci savaşta yitirdiğimiz Paramaz (Suphi Nejat Ağırnaslı) yoldaşın biz ardıllarına bıraktıkları devrim, sosyalizm ve komünizm mirası ve kavga bayrağı, 2019 Kasım’ında Ceren yoldaş ile zirveleşmiştir.

Ceren ve daha nice yoldaşımızı, bütün halklarımız ve insanlığın sınıfsız ve sömürüsüz özgür yaşamı yolunda uğurlarken, öğretici dersleri ve pratik tecrübelerinin ışığında biz ardılları, görevlerimize dört elle sıkı sıkıya sarılmak zorundayız. Sadeleşme, yüzleşme, özneleşme, militanlaşma, öncü ve önderleşme, güncelleşme, derinlikli pratikleşme, yeniden ve yeniden sürekli devrimcileşme temelinde politik perspektifle hareket ederek, nitel ilerlemeler sağlayabiliriz. Yoldaşlarımızın bıraktıkları miraslar üzerinden yükselerek, devrimci savaşı ilerletebilir ve kazanabiliriz. Bunun için, onlardan öğrenelim ve mücadelemizi geliştirelim. Onlar, onur anıtları ve yüz akları olarak, kavga bayraklarımızda yaşıyor ve komünizme kadar da yaşayacak.

Yoldaşın Şiar Atakan

14 Kasım 2019

CEVAP VER

Please enter your comment!
Adınızı buraya yazınız